Ebeveynler ve
bebekler için önemli dönüm noktalarından biridir ek
gıdaya geçiş. Ancak ne zaman geçileceği ile alakalı kafalar biraz karışıktır.
Bu konuda farklı görüşler bulunmakla birlikte net olan bir şey var ki o da
kimse 4.aydan önce ek gıdaya başlanmasını savunmamaktadır.
Kimi doktorlar 6. aydan itibaren ek gıdaya geçilmesinin daha doğru olduğunu, bebeklerin bu süreden önce hazır olmayacaklarını savunurlarken, kimi ise 4. aydan sonra
geçildiğinde bebeklerin sindirim sisteminin daha çabuk gelişeceğini,
bebeklerin yeni tatlara çok daha kolay alışacaklarını savunmaktadırlar. Tabi
bence bu durum bebekten bebeğe göre de değişmektedir. Bu noktada bebeklerimizin
hazır olup olmadıklarını gözlemlememiz gerekmektedir.
Bu konuda ‘Bebek Bakım
Sorunlarına Çözümler- Tracy Hogg&Melinda Blau’ kitabından bir
alıntı “Bazı bebekler daha dört aylıkken, ama çoğu altı aylık
olduğunda , bizim nasıl yemek yediğimizi izlemeye başlar. Hatta bir kısmının
çiğneme hareketini taklit ettiğini görebilirsiniz.” Bu bebeğinizin hazır olup
olmadığını görebileceğiniz ipuçlarından biridir.
Ben bu yazının devamında
ek gıdaya ne zaman geçeceğinize karar verdikten sonra yararlanabileceğinizi
düşündüğüm bazı püf noktalarını paylaşacağım, bir sonraki yazıda da bizim
maceramızdan bahsedeceğim.
- Bebeklerin beslenmesinde 1
yaşına kadar tuz ve şeker kullanılmamalıdır. Nedeni de bebeklerin
böbrekleri henüz yeteri kadar gelişmediğinden, vücutlarına
aldıkları fazla tuzu atamayacak olmalarıdır.
- Aynı zamanda 1 yaşından önce
bal ve inek sütü de verilmemelidir. Balın alerjik, inek sütünün de hem
alerjik, hem de demir eksikliği ve kansızlığa neden olabilmesinden dolayı.
- Ek gıdaya başlandığında,
bebeğinize su da verilmelidir.
- İlk tattırılan gıdalar azar
azar verilip, zamanla artırılmalıdır. Bu sayede hem bebeklerimizin
bağırsakları birden zorlanmamış olur, hem de verilen besinlerin alerji
yapıp yapmadığını gözlemleyebilme şansımız olur. Bebeklerimiz de yeni
tatlara yavaş yavaş alışırlar.
- İlk olarak yeni gıdalar
tattırılacağı zaman bebeğin karnının aç olması önemlidir, aksi takdirde
verilen besinleri istemeyebilirler.
- Yeni tattırılan besinlerin
akşam saatleri değil de günün erken saatlerinde verilmesi gerekmektedir.
Bu sayede eğer alerjik bir reaksiyon olursa gün içinde farkedebilirsiniz.
- İstikrarlı olmak önemlidir. Yani
bir gün sadece bir öğünde katı gıda, diğer gün 3 öğünde, bazı günler ise hiç katı gıda vermemek, bebekte kafa karışıklığına neden olacaktır. Bu nedenle
istikrarlı olup, her gün aynı öğünlerde, genelde aynı saatlerde katı gıda
vermek gerekir.
- Çocuğunuzun belirli günlerde
daha az veya daha çok iştahlı olması sizi şaşırtmasın. Bakarsınız bir ay
boyunca belirli bir besini çok seviyorken, sonra bir anda o besini ağzına
sokmayı reddetmeye başlamış. Ya da aylardır ona yedirmek istediğiniz bir
yemeği itiraz etmeden mideye indirdiğini görürsünüz. Yemediği zamanlarda
ısrarcı olmayın ve moralinizi bozmayın. (Kaynak: Bebek bakım
sorunlarına mucize çözümler- Tracy Hogg&Melinda Blau)
- Ayrıca yine bu kitaptan bir
öneri; “Çocuğunuza ne verdiğinizi görmek için beslenmeye ayrılmış bir not
defteri tutmanızı öneririm.” Ben de bunu uygulamaya başlayacağım. Ne
pişireceğim diye düşünürken belki uzun süre yedirmediğimiz bir sebzeyi,
yapmadığımız bir tarifi görebiliriz.
- Yine aynı kitaptan;
"Bilinenin aksine, hiçbir bilimsel araştırma katı gıda alan
bebeklerin daha iyi uyuduklarını desteklememektedir. Karnı doyan bir bebek
iyi uyur ama karnının illa muhallebi ile dolu olması gerekmez. Anne sütü
ve formül süt, sindirim sistemi ve alerji sorunlarına yol açmadan karın
doyurur." Yani bebeklerimiz gece yatmadan önce iyi uyusunlar diye
illa muhallebi yapmak da şart değilmiş. Ben zaten gece çok uyanıyor diye
bir kaç kez muhallebiyi denemiştim ama bizimkinin uykusunda birşey
değişmemişti. Demek o söylenenin pek de gerçeklik payı yokmuş.
- Yeni tatlara yavaş yavaş alışırlarken, bir taraftan da meyve sebze filesini de kullanmanızı öneririm. Filede elma, (eğer ki dişleri çıkmamışsa pek hoşlarına gitmeyebiliyor) armut, şeftali , muza bayılıyorlar. Diş kaşımak için havuç da olabilir. Hem besinleri tanıyıp, tek tek tatlarına varıyorlar, hem de kendi kendilerine yemeye alışıyorlar. Etrafı fazlasıyla batırsalar da hoşlarına gidiyor.
- Başka bir kitaptan (Bilinçli Bebek-Aletha J.Solter); “Kafanızda yemek ile sevgiyi ayrı tutmayı başarabilirseniz bebeğiniz, onun için hazırladığınız yemeği yemeyi reddettiğinde, soğukkanlı ve objektif kalmanız daha kolay olacaktır. Bu, bebeğinizin sizi reddettiği anlamına gelmez.” Yani bebeğiniz sadece o anda onu yemek istemiyor, zorlamanın ve “O kadar uğraştım, yemiyor” diye kendinizi hırpalamanın bir anlamı yok.
- Bir süre sonra kendi kendilerine yemelerini de teşvik etmemiz gerekmekte.(7-8 aydan itibaren) Bu konuda başka bir alıntı; "Bebeğinizin kendi kendine yemek yeme girişimlerini desteklemenin yolu da iki kaşık kullanmaktadır: biri bebeğinizin oynaması için, diğeri de sizin onu beslemeniz için. Bebeğinizin kaşıkla yada elleriyle denemeler yapmasına izin verin, ama zorlayıcı olmayın. Bebeğinizin erken dönemden itibaren kendi kendini besleme girişimlerini teşvik etmeniz, bebeğinizde sağlıklı bir benlik algısı geliştirme ve olası yeme problemlerini engelleme açısından atabileceğiniz en doğru adımdır." (Kaynak: Merhaba Bebek-Sinem Olcay Kademoğlu) İki kaşık kullanmaya ben de başlayacağım, deneyimlerimi paylaşırım.
- Bu konuda son bir öneride bulunmak isterim; bebeğinize ilk tattıracağınız gıdanın meyve değil de sebze olmasına özen gösterin. İlk olarak meyveyi tadarlarsa sebzelerin tadına alışmaları zor olabiliyormuş. Ben bir arkadaşım önerisi ile oğlumu ilk sebze ile tanıştırmıştım, şu anda en sevdiği şey sebze çorbası, meyveyi de yiyor tabi ki. İyi ki de öyle yapmışım diyorum şu anda, denemekten zarar gelmez bence. Yeter ki bebişler sebze de yesinler.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder