"Biz görsek de görmesek de,uyarsak da uyarmasak da, olsak da olmasak da, çocuğumuzun sorumluluklarını yerine getirmesini istiyorsak, o zaman dış kontrol/denetleme (ödül, övgü, uyarı, ceza vs.) mekanizmalarından vazgeçmemiz gerekir. Çocukta iç motivasyon ve özdenetim mekanizması kurarak, onun kendi kendisini denetlemesini ve motive etmesini sağlamalıyız." (sayfa 57)
Söylemesi ne kadar kolay değil mi, aslında bu kitabı okuyunca anlıyorsunuz ki çok zor değil.
Maalesef ödül o kadar hayatımızın içinde ki, her yerde var, bize öyle öğretilmiş, o şekilde görüp büyümüşüz, sonra çalışmaya başlamışız bir bakmışız ki ödül işyerinde de var. İşyerinde de yok prim sistemi, ne kadar satış yaparsan o kadar fazla kazanırsın, yok hedef, yok bütçe.
Hayatımızın içinde de şu tarz cümleler hep kullanılır, denk geliriz, biz de kullanırız; "Bunu bitirirsen, ondan da yiyebilirsin", "ödevini yaparsan, bilgisayarla oynayabilirsin", "karnen iyi gelirse, sana şunu alacağım" gibi. Bunlara hiç ihtiyaç duymadan, çocuklarımız her şeyi kendiliğinden yapsa ne güzel olurdu değil mi? İşte "Beni Ödülle Cezalandırma" da tam bu cümlelerin zararlarından, gereksizliğinden, ilişkileri bozduğundan, yerine ne tür davranışlarda bulunmamız gerektiğinden bahsetmektedir.
Kitap iki bölümden oluşmaktadır. İlk bölümde ödülün zararları anlatılmaktadır. Ödülün bir dış motivasyon kaynağı olduğu, bunu iç motivasyona çevirmediğimiz sürece sadece ödülle bir çocuğa iş yaptırmanın geçici çözüm olacağı, sürekliliği olmayacağı anlatılmaktadır. Bu durum kısa süreli sizin sorununuza çözüm olacaktır. Ancak kısa süreli çözümlerle başarıya ulaşmak mümkün olmayacaktır.
Ödülün öğrenmeyi, başarıyı ve mutluluğu nasıl etkilediği, performansı artırıp artırmadığı, ilişkileri bozup bozmadığı, şirketlerin performansını ve verimliliğini nasıl etkilediği gibi başlıklar altında bilimsel araştırmalar ve deneyler eşliğinde oldukça akıcı biçimde okuyucuya aktarmaktadır.
İkinci bölümde ise ödülün yerine ne yapmamız gerektiğini açıklamaktadır ki, bu bölüm daha da hoşuma gitti. Aslında yapılacaklar hiç mi hiç zor değil. Olay çocuklarımızı anlayabilmekten, onlara zaman ayırıp, dinleyip, anlamamızdan geçiyor. Tabi ki bu kadarla bitmiyor. Gerisini kitaptan okursunuz.
Kitap daha şimdiden, oğlum 1 yaşında olsa da, gün içinde bazı söylemlerimin, davranışlarımın hatalı olduğunun farkına varmamı sağladı, hemen kendimi düzeltmeye başladım, çevremdekileri de farklı gözlerle gözlemlemeye. Daha en başından kendimizi düzeltip, çocuklarımızla sağlıklı iletişim kurabilirsek, bu tür dış motivasyon kaynaklarına ihtiyacımız kalmayacaktır. Zaten onlar kendi sorumluluklarının bilincinde, duygularını rahatça ifade edebilen bireyler olacaklardır. Benim ufkumu genişleten, farkındalığımı artırıp, bakış açımı değiştiren bir kitap oldu. Ara ara kitaptan destek alacağıma eminim.
Bu kitabı sadece anne babalara değil, öğretmenlere, eğiticilere, yöneticilere de öneririm.
Şimdiden iyi okumalar, bol kitaplı günler ;)
No comments:
Post a Comment