Vee işte o mucize kitap; Süper Patates ve Kaçak Bezelye. Bu kitap gerçekten de bir kahraman benim gözümde. Bizim minik etçi gurmeye başka hiç bir kuvvet brokoli yediremezdi çünkü.
Bizimki brokoli ile Süper Patates ve Kaçak Bezelye kitabı sayesinde tanıştı. Aslında ben daha önce bu konuda bir girişimde bulunmuş olsam da, "ne de olsa babasının izinden gidiyor, o yüzden yemiyor" diyerek fazla diretmedim.
Ama bir de şimdi görün bizi, pazara gittiğimizde 'endatt' diyerek brokoli arıyoruz. Eve gelip ham ham yiyoruz, hem de 'hımm' gibi çok güzel anlamına gelecek mırıldanmalar eşliğinde.
Öncelikle Pearson Yayınları'ndan yayınlanan bu güzel kitabın konusundan bahsedeyim; Resimleri oldukça ilgi çekici, hikayesi ise çok heyecanlı ve sürükleyici olan bu eğlenceli kitabı çocukların sevmemesi mümkün değil bence. Çocuklar kitap sayesinde hem sebzeleri tanıyorlar, hem eğleniyorlar, hem de eğer bizim gibi şanslıysanız tadlarına bakıyorlar.
Dondurucudan kaçıp, sebzelere türlü haydutluklar yapan kaçak bezelyenin peşinden koşan kahraman Süper Patates, Kaçak Bezelyeyi yakalayabilmek için neler yapıyor neler, hele kaçak bezelye ona neler yapıyor desek daha doğru olacak. Onlarla beraber ile siz de koşturacaksınız marketin içinde.
Gelelim Süper Patates ve Kaçak Bezelye kitabının Yiğit'e nasıl brokoli yedirdiğine;
Resimde de görüldüğü üzere biri havucu masaya yapıştırmış, brokolinin yüzünü boyamış, salatalığın da ağzını bağlamış. Kitapta sadece havuç "imdat" diye bağırırken, bizim brokolimiz de "imdat" diyor. Havucun imdat demesi değil de brokolinin demesi daha bir ilgi çekici geldi bizimkine. Bu nedenle brokolinin ismi 'endatt' işte. Neyse kitapta brokoli ilgisini çekti diye hemen yiyecek değil ya, yani ben öyle düşünüyordum. Bir gün Yiğit 'in ısrarı ile aldığım brokoliyi sadece buharda haşladım ve korkarak sadece en küçüğünü bizimkine götürdüm. Öyle umutsuzdum ki nasıl olsa o yemeyecek diyerek kendimi yemeye hazırladım "tüh evde yoğurt da yok, sarımsaklı yoğurtla da güzel giderdi" diyerek. Yiğit brokoliyi görünce "endatt" dedi sevindi, ağzına ufacık bir lokma aldı, yüzünü ekşitti, eyvah dedim işte beklenen son. Ama sonra hııhı dedi, bayıldı. Gerçi bayıldı mı hala inanamıyorum, ama sonrasında ayısına, tavşanına, arabalarına bile yedirdik. Hem de hepsine abi diyerek (yerseniz abi olursunuz anlamında)
Gitti geldi haşladığım brokolileri yedi. Hatta yatakta yatarken aklına geldi "endatt ham ham" dedi, biraz daha istedi. Benim için inanması çok zor bir anı olduğundan hemen kayıt altına alıp, başka annelere de bir umut ışığı olur diyerekten paylaşma gereği gördüm.
Bu arada bezelye yedirebilmek için de, kaçak bezelyenin ününden faydalanarak belki başarı sağlayabiliriz. Şimdi aklıma geldi, en iyisi bu konuda da biraz kafa patlatayım.
Bize inanması zor anlar yaşattı bu kahraman kitap, siz de niye başarılı olmasın ki, denemekten zarar gelmez. En kötüsü heyecanla dinleyecekleri yeni bir kitapları olur.
No comments:
Post a Comment